Lezzet harmonisi; Saigon İstanbul

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Saigon İstanbul etnik bir restoran; Akdeniz ve Asya mutfağının modern ve kreatif bir dille buluşması. Bu harmana “Meditasian” diyoruz. İki farklı mutfak kültürünü Türkiye’de buluşturunca hoş, sıcak sürprizler de doğuyor.”

 

Dünya lezzetlerini çok özel bir mimari ve Haliç’in göz alıcı manzarası buluşturarak İstanbul yeme içme kültürüne yeni bir soluk getiren Saigon İstanbul’u kurucusu Fabio Suarez’den dinledik…  Röportajımıza Fabio Suarez’in annesi, cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Esra Üstünkaya’da eşlik etti… İşte çok özel bir söyleşi…

 

Fabio bey bize biraz kendinizden, ailenizden ve Saigon’un hikâyesinden bahseder misiniz?

 

İsvicre’nin Cenevre şehrinde doğdum, annem Türk Esra Kaktüs, babam İspanyol asıllı İsviçreli Augustin Suarez. 6 yasımda annemle İstanbul’a yerleştim, orta ve lise eğitimimi Fransiz lisesi Pierre Loti’de yaptım… Dünyanın en iyi Hospitality Management okulu olan Ecole Hotelliere de LAUSANNE’ i marketing ve finans bölümünden mezun oldum. Stajlarımı Ürdün’deki KEMPINSKI ve Paris teki Lucien Barriere Group unda tamamladım. İstanbul’da D-ream de 1,5 sene geliştirme uzmanı olarak çalıştım. 4 dil konuşuyorum. Ve babamın Türkiye’ye yerleşmesi, burada yatırım yapmak istemesi üzerine restoran açma projemizi gerçekleştirmek için de D-ream’den ayrılıp, Saigon İstanbul’u yarattık.

 

Babam Augustin Suarez, İspanya doğumlu, tüm çocukluğu İtalya’da geçmiş, İsviçre’de Cenevre Hukuk fakültesini bitirdikten sonra, işi dolayısıyla sürekli seyahat etmiş. Hayali de, emekli olduğu zaman sevdiği ve zevk aldığı bir şey yapmakmis. Değişik yemek kültürlerini ve özellikle Akdeniz ve Asya yemeklerini araştırmak, en iyi şarapları denemek hobisi imiş…

 

Ben de, çocukluğumdan beri, her tatilde onunla dünyanın her yerini gezdim, sürekli değişik ülkelerde hotellerde kaldım, çeşitli dünya mutfak lezzetlerini tattım. İçimde turizme ve restorancılığa karşı bir tutku gelisti ve 15 yasımda bir restoran sahibi olmayı hayal ederdim. Her zaman lezzet ile birlikte sunumun, servisin, dekorun bir bütün olması gerektiğini düşündüm. Sonunda babam ile beraber yapmak istediğimizi gerçekleştirdik, Saigon İstanbul doğdu…

 

Neden İstanbul?

 

Babam önce birkaç Avrupa şehrinde lokasyon aradı, benim İstanbul’da bulunmam, pazarı tanımam, annemin pr desteğinin olması ve de İstanbul’un yeme-içme sektöründe yükselişte olması dolayısıyla, restoranı İstanbul’da açmaya karar verdi. Babamın yakın arkadaşı, gastronomi direktörümüz Luis Arevalo’nun nefis tatları, formulleri kendinde saklı özel sosları ile mekanımız yaratıldı. Kendisi Uni eğitimini Peru’da İşletme ve Argonomi üzerine yapmış, İspanya’nın en iyi Japon restoranı Grupo Kabuki de şef olarak çalışmış ve de Japon-Peru mutfağını harmanladığı restoran ‘NIKKEI 225’  en büyük başarılarından biridir. Geçen sene de kendi restoranı Kena’yı Madrid de acti. Devamlı seyahat ediyor, astronomi okullarında da ders veriyor…

 

Uzun yıllar çeşitli kültürler içinde yaşadım. Anemin Türk, babamın İspanyol olması, küçüklüğümden beri seyahat etmem, 4 dil bilmem, dünyanın her yerinden her dil ve dinden arkadaş edinmem, yurtdışında okuyup, çalışmam beni Dünya insani yaptı. Her kültürün kendine has özellikleri olduğunu ve onlara saygılı olmayı öğrendim. Ecole Hoteliere de Lausanne bana lüksün ve kalitenin nasıl harmanlandığını öğretti.

 

Uzun yıllar yurtdışında yasadığınız zaman, ufkunuz genişliyor, iyinin iyisini, güzelin güzelini görüyorsunuz, dünyaya daha geniş bir açıdan bakiyorsunuz. Aklınıza degisik, özel konseptler geliyor, yaratıcılık ruhunuz artıyor.

 

Beni en etkileyen sehirler: New York, Hong Kong, Paris, Londra. Oralardaki restoran endüstrisi başka hiçbir yerde yok ve bu 4 şehir dünyaya yon veren şehirlerdir. Saigon İstanbul’da bu esinlenmelerimin eseri olabilir.

 

HEYECANLI VE HAREKETLİ…

Saigon nasıl bir mutfağa sahip?

 

Saigon İstanbul etnik bir restoran; Akdeniz ve Asya mutfağının modern ve kreatif bir dille buluşması. Bu harmana “Meditasian” diyoruz. İki farklı mutfak kültürünü Türkiye’de buluşturunca hoş, sıcak sürprizler de doğuyor. Tüm bu tabaklar, kültürümüze uygun, paylaşımlık misal. Tabakların çoğu 2-3 kişilik porsiyonunda; cömert ve görkemli. İnsanların sevdikleri yemekleri kendi yorumlama biçimlerimiz var. Yaklaşık 40 tabaktan oluşan bir menü var. Sushi/sashami bölümü hariç. Mutfakta tamamen mevsimsel sebzeler kullanıyor. Sezonuna göre menü değişiklik gösterecek, bazı Saigon klasikleri mevsim malzemeleriyle dönem dönem yeniden yorumlanacak. Heyecanlı, hareketli bir menü…

 

DSC_5555

 

Dekorasyonunuz çok farklı, biraz bahseder misiniz?

 

Mimarımız Emir Uras. Şişhane’de IKSV’nin bulunduğu Deniz Palas’ın terasındaki hummalı çalışma sonunda bitti Saigon İstanbul. Emir Uras’ın yarattığı özel dekorasyonlu yüksek tavan, bize özel üretilmiş Budda heykeli ve muhteşem eski İstanbul manzaramızla diğer mekanlardan oldukça farklı…

 

 

 

Farklı bir menünüz var, şefiniz kim?

 

Gastronomi direktörümüz Luis Arevalo, Peru doğumlu. Üniversite eğitimini Peru’da tamamlamış; işletme ve argonomi üzerine okumuş. Mutfak kariyerine 1997’te Peru’daki Japon restoran Sushi Ito’da başlıyor, daha sonra Şili’deki Sacura’da, Zürih’teki Sushi Bar’da çalışıyor. Daha sonra İspanya’nın en iyi Japon restoranı Grupo Kabuki’ye şef oluyor. Japon ve Peru mutfağını harmanladığı restoran “Nikkei 225”, en büyük başarılarından. Geçen sene kendi restoranı Kena’yı açtı. Bir yandan gastronomi okullarında dersler veriyor, profesörlük yapıyor.

 

Saigon un müziğinden kim sorumlu?

 

Müzik direktörü ve resident DJ Peter Thomas

 

Can Aydoğmuş- Esra Üskünkaya, Fabio Suarez

 

Fiyatlarınız nasıl? Çalışma saatleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

 

Şarap hariç, iki kişi ortalama akşam yemeği 80 – 120 TL. Şarap menüsünün skalası geniş. Kaliteli şarapları uygun fiyatlarla bulmak mümkün… Makul fiyata iyi bir şarap isteyeni de, nadir bulunan yüksek kalite bir tat arayanı da tatmin edecek zenginlikte.

 

Saat 12.00’de öğlen yemek servisiyle başlıyoruz. 23.00’de mutfağımız kapanıyor. Müzik ve eğlence gece 02.00’ye kadar sürüyor.

 

KORUYUCU ANNEYİMDİR!

 

Esra Hanım Türkiye cemiyet hayatının sevilen isimlerindensiniz bunu neye borçlusunuz? Okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?

 

Lise eğitimimi İstanbul Özel Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde aldım. İsviçre’de Cenevre Üniversitesi’nde de ekonomi yüksek tahsilimi tamamladım. Hayatıma yön veren en önemli 14 senem Cenevre’de geçti; öğrenim, iş, evlilik ve anneliğe adım… İkinci evliliğim ile İstanbul’a döndüm ve de İstanbul’un kargaşasını, trafiğini, eski arkadaşların tadını, kültür yelpazesini ne kadar özlemiş olduğumu anladım. Karakter itibariyle her ortama uyum sağladığım için İstanbul hayatına alışmam çok kolay oldu. Devamlı yabancı misafirlerim oldu ve devam ediyor. Onları Türk dostlarımla tanıştırmak, İstanbul’u anlatmak bana her zaman büyük haz veriyor. İnsan ilişkilerinde en önemli tarafım, ınsanları olduğu gibi kabul edip, her turlu kişi ile de sohbet edebilmek, dinlemek… Yardım etmeyi ve paylaşmayı çok sevdiğim içindir ki, dostlarımın beni sevdiğine inanıyorum…

 

Eski eşiniz ve oğlunuzun restoranına sizinde katkınızın büyük olduğunu duyduk. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

 

Oğlum Fabio’nun ve eski kocam Augustın’ ın açtıkları Saigon İstanbul, sektöre; yemek kalitesi, dekoru, konumu, manzarası ve müziği ile çok iyi bir giriş yaptı. Oğlum Fabio’nun Avrupa kültürü ile harmanlanmış karakteri ve de akademik bilgisi ile eski kocamın avukatlık ve bankacılık mesleklerinin verdiği titizlik ve zeka birleşince, Saigon çok istikrarlı şekilde ilerleyecektir

 

Oğlunuzdan bahsetmişken… Esra Üstünkaya nasıl bir annedir?

 

Allah’a şükür, 2 oğlum var, hayatımı onlara odaklı yaşıyorum. Fransızların dediği gibi maman poule yani koruyucu anneyimdir. Hem anne hem arkadas, hatalarında da yol gösteren ışık oluyorum tevazu gösteremeyeceğim çok iyi bir anne olduğumu düşünüyorum…

 

Fabio (1)

 

Oğlunuzun iş yaşamı adına neler düşünüyorsunuz? Siz onu herkesten iyi tanıyorsunuzdur. Onun için nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?

 

Fabio çok iyi bir eğitim aldı, Ecole Hotelıere de Lausanne gibi dünyanın en iyi Hospıtalıty Management okulundan mezun oldu ve çok iyi stajları var… Üniversite yaşamı ve staj-iş devrelerinde yurtdışındaydı. Her türlü dilden, dinden, kültür seviyesinden arkadaşları oldu. Kampus de yaşadı, lüks arabaları olmadı, kısacası bir eli yağda, bir eli balda yaşamadı. Yani şımarık bir gençlik yaşamı olmadı, ayağı yere basan, paranın kıymetini bilen, ailesine çok bağlı biridir Fabio’m zeki, meraklı, vizyonu çok geniş, dünya insanı, 4 dil konuşan, sözünün eri ve yardımsever bir genç. Tüm bu vasıflarla da gelecekte başarılı olacağına inanıyorum, yeme içme sektöründe 4-4’lük kimse yok şu anda. Elindeki fırsatları iyi değerlendirirse, başarıdan başarıya koşar…

 

Oğlunuz ile beraber başka projeleriniz var mı?

 

Yeme -içme ve hotel projeleri ve bu sektörlerde eğitim-danışmanlık gibi faaliyetler düşünülüyor Saigon’u uluslararası bir zincir haline getirmek istiyoruz.

 

Sizin kendinizin tek başına ya da başkaları ile ortak projeleriniz var mı? Varsa bize biraz bunlardan bahseder misiniz?

 

Bana göre yeni yıl kutlamaları, doğum günü-evlilik kutlaması-sevgililer veya anneler günü gibi özel bir gün, insanda bir iz, bir hatıra bırakmalı

 

Bizde Saigon olarak, 31 Aralık için sürprizli bir gece hazırlığı içindeyiz. Yemeğimiz, manzaramız, müziğimiz ve de sürprizlerimizle 2016’nın hepimize uğurlu olmasını temenni ederim…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.