Melis Kaptanoğlu: Her tasarım baştan sona bir serüven

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Her tasarım baştan sona bir serüven bizim için. Dur durak bilmeyen, hür ve sonsuz bir serüven. Tıpkı çocukların dünyaları gibi…”

Melis Kaptanoğlu ‘Girls Republic of Glamour’ yani ‘Kızlar Cumhuriyeti’nin kurucusu, farklı tasarımlarıyla minik bedenlere serüven katan bir isim… “Kızlar Cumhuriyeti’nin temelinde, derinlerinde bütün çocukları birer birey olarak nitelemek, onların küçücük bedenlerinde taşıdıkları büyük şahsiyetlere saygı duymak, fikirlerine değer vermek yatıyor.” sözleriyle işini özetleyen ve asaleti, duruşu, hayata bakış açısıyla örnek bir isim olan Melis Kaptanoğlu sayfalarımıza konuk oldu.

-Melis Hanım, okuyucularımıza kısaca kendinizden, eğitim durumunuzdan ve özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?

Eylül 1979, İstanbul doğumluyum. Üç kız kardeşin en küçüğü olarak çok ayrıcalıklı çok farklı bir anne baba ile İstanbul, Bebek’te büyüdüm. İlkokul, ortaokul ve lise eğitim hayatımı Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladım. Ardından Koç Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. Üniversitenin yanı sıra üç sene süreyle konservatuvarda şan ve piyano dersleri aldım. Sağlıklı yaşam ve spor tutkunuyum. Evli ve üç çocuk annesiyim. En büyük hobim kızlarım Alara, Leyla ve Melissa ile vakit geçirmek. Moda ya olan tutkum ise zaten dillere destan (Gülüyor).

Kendi isminizi taşıyan bir markanız var. Kız bebekler ve çocuklar için birbirinden şık, özel tasarım kıyafetler  tasarlıyorsunuz. Tasarıma olan ilgisiniz nasıl başladı?

Bundan altı sene evvel aslında amatörce ve sadece kendi çocuklarıma daha farklı daha özel bir moda yaratma isteğimi yoğun talep üzerine profesyonel platforma taşımak istedim. Çok kıymetli eşimin kanatları altında bu dilediğimi gerçekleştirme fırsatım oldu. Onun tüm desteği benim başarımın başlangıç noktasıdır… Tasarıma olan ilgimin ben kendimi bilmezden evvel içselleştiğini düşünüyorum. Çünkü nasıl ve ne zaman başladığına dair bir isim veremiyorum. Hep var olan bir olgu içimde. Ama bir yanardağ gibi zaman zaman daha uysal; zaman zaman ise çok hareketli. Hayatımda ki en büyük dönüm noktamın annelik olduğunu düşünecek olursak, başlangıç noktamın ve ilham kaynağımın da kızlarım olduğunu söylemek kaçınılmaz olur. Tasarım; varolan bir şeyi özünüzle harmanlayarak yeniden yorumlamak, hayata bir farklılık katabilmektir bence. Benim ruhumu en çok besleyen ve beni en çok mutlu eden şey de bu. Üretmek, yaratmak ve aramak. Hep daha iyiyi daha farklıyı aramak… Bu dürtümü hayatımın bir parçası haline getirmiş olmaktan dolayı ise çok mutluyum.

– İşinizi “Küçük bir Cumhuriyet kurduk; ışıldayan, şıklıkta, tarzda, tasarımda ve orjinallikte sınır tanımayan bir Kızlar Cumhuriyeti” sözlerinizle özetliyorsunuz. Peki Kızlar Cumhuriyeti’ni yakından tanımak isteyenlere neler söylemek istersiniz? Tasarım süreciniz nasıl gerçekleşiyor? Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

‘Girls Republic of Glamour’ yani ‘Kızlar Cumhuriyeti’nin temelinde, derinlerinde bütün çocukları birer birey olarak nitelemek, onların küçücük bedenlerinde taşıdıkları büyük şahsiyetlere saygı duymak, fikirlerine değer vermek yatıyor. Hepsi bizim ‘Kızlar Cumhuriyeti ‘mizin eşsiz birer parçası. Yaptığımız tüm tasarımlar onların içlerinde barındırdıkları ışık ile bütünleştiğinde anlam kazanıyor. Tasarım sürecimiz onların fikirlerini alarak başlıyor. Her tasarım baştan sona bir serüven bizim için. Dur durak bilmeyen, hür ve sonsuz bir serüven. Tıpkı çocukların dünyaları gibi

Tasarımlar minik sahipleriyle buluştuğu an neler yaşanıyor. Nasıl tepkiler alıyorsunuz? Yaşadığınız ilginç bir anıyı bizimle paylaşır mısınız?

Tasarımlarımızın sahipleriyle buluştuğu an, işimizin en özel ve en güzel anı. Onların rengârenk dünyalarında bir parıltı yaratabilmenin tarifi kelimeler ile mümkün değil. O an, o kare sadece bir kare; tasarım ve üretim sürecini taçlandıran an. Başardık diyorum kendime, ekibime, evet başardık… Söz konusu çocuklar olunca anılar çok tabii… Beni en çok gülümseten anılarımdan biri; doğum günü için tasarladığımız elbisesini üç gün üç gece çıkarmayı reddeden bir kızımız olmuştu. Gecenin bir vakti, kızımızın annesi bin bir özür ile beni aramış ve kızlarıyla beni görüştürüp, ona başka elbiseler yapacağıma dair söz vermemi rica etmişlerdi (Gülüyor). 

favori

-Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?

 

Sosyal sorumluluk projeleri bizim olmazsa olmazımız… Bu konuda çok aktif ve hassas bir markayız. Hepimizin bu projeler için irili ufaklı yapacak çok görevleri olduğuna inanıyorum. Birey olarak olduğu kadar, toplum olarak da bir bütünüz. Aldığımız gibi vermeyi de bilmeliyiz…

-İleriye yönelik hedefleriniz ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Hayallerim var, bitmek tükenmek bilmeyen hayallerim (Gülüyor). Yavaş ve emin adımlarla ilerlesek bile, “Çocuk Couture ve Fashionwear”  kapsamında Türkiye’deki başarılı ismimizi dünyaya tanıtmak ve bu ismi kızlarıma miras bırakabilmeyi hayal ediyorum…

Birer cümle ile…

 Başarı: Başarı, en büyük başarısızlıktır; eğer mutluluk yoksa sonunda…

İmkansız: İmkansız ile imkanlı olan arasında ki en büyük fark kararlılıktır. Kendi engellerimizi kendimiz kurgularız. Onları kaldırmak da kurgulamak gibi bizim elimizde. Doğru bir algı ile hiçbir şey imkansız değildir.

Mutluluk: Ailemiz ve sağlığımız mutluluğun özetidir bence…

Öfke: Gelip geçici bir baş kaldırış. Karşıtlık anı…

Erdem: Bizi biz yapanlar. Farklı kılanlar. Değerlerimiz ve özümüz…

Huzur: Ailemin temelini oluşturan, ayrılmaz bir parçası. Dualarımız…

Aşk: Benim için eşim. İlk son ve her daim tek aşkım…

Sonsuzluk:Hayal gücümüz…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.