“Get Lucky”, “Happy” ve “Blurred Lines” şarkıları ile pop müziğe bambaşka bir renk katan ve yılın en iyi pop albümlerinden birine hayat veren Pharrell Williams ile çok özel!..
– İkinci solo albümünüz tam dokuz yıl sonra ortaya çıktı. Bu albümle ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu albüm “hoşlanmakla” ilgili. Bu hoşlanmanın adı ise “G I R L”. Bütün harfler büyük ve hepsinin arasında iki boşluk var…
Albümün adının “G I R L” olmasının sebebi ise kadınlara olan minnettarlığımı ve onların göz kamaştıran ışıltılarını açıklamak…
Bu durum bana, hoşlandığım şey hakkında konuşmak için çok fazla materyal verdi, şarkı söylemeyi umursamıyor oldum. Ve böylece kadınlar hakkındaki bakış açımı da sunmuş oldum. Bu albüm yıllardır benimle iyi vakit geçiren insanlara bir çeşit övgü oldu.
– Söylentiye göre sizin için çalışan kadın sayısı, erkeklere oranla daha fazla. Bunun sebebi nedir?
Kadınların erkeklerden daha iyi çalıştıklarını düşünüyorum. Bu tamamen benim kişisel fikrim. Kadınlar başkalarıyla çalışırken, onlarla işbirliği yaparken olağanüstü başarılılar. Beni en iyi onlar anlıyor diye düşünüyorum. En iyi tavsiyeleri de onlardan alıyorum. Bundan dolayı kadınlara her şeyden daha fazla saygı duyuyorum.
– Etrafınız sürekli çok güzel kadınlarla çevrili. Eşiniz bu duruma ne diyor?
Eşim çok iyi biri. Ve beni çok iyi tanıyor, destek oluyor…
– Ve müzik… Şu anda bulunduğunuz yer kariyerinizin bir yansıması mı?
Evet. Şu an olduğum yerden çok memnunum. Özellikle herkesçe kabul gördüğüm bu dönemi seviyorum…
Son albümüm olan “G I R L”ü iki kriteri baz alarak oluşturdum. Bu kriterler; şarkıların festival ve kutlamalarda sevilen seslerden olması ve aynı zamanda çok derinlerde hissedilmesi… Böyle şartlarım olduğu için albümde yalnızca 10 adet şarkı yer alıyor.
– Yerinde duramayan yapınız var ve oldukça ahenkli günler geçiriyorsunuz. Bu durumun son zamanlardaki “I’m mad” kültürüyle bir ilgisi var mı?
Evet, yalnızca hoşlanılan şeylerin güzel olabileceğini düşünüyorum. Her şeyin kederle ve kötü kaderle ilgili olmasına gerek yok…
– “Happy” 75 ayrı ülkede bir numara… Bu nasıl hissettiriyor?
Çılgınca! Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Bu benim için yüzde yüz şok etkisi yarattı. Almanya’da bulunuyorsunuz ve size bu şarkının bir numara olduğunu söylüyorlar. Ne diyeceğimi bilemiyorum…
– Aslında bulunduğunuz yere gelmek 20 yılınızı almış…
Evet, beni kabul ettikleri için minnet duyuyorum. Sevdiklerini hissettiler ve kabul ettiler…
– “Blurred Lines” ya da “Get Lucky” şarkılarının kaydı sırasında, bu şarkıların bir anda hit olabileceklerini hissettiniz mi?
Hayır, bunu asla bilemezsiniz. Bilebileceğiniz tek şey şarkıların size ve arkadaşlarınıza ne hissettirdiğidir. Çünkü ilk aşamada sahip olduğunuz tek şey bu. Ve bu verilerden yola çıkarak şarkının garanti olduğu da söylenemez. Şarkıları dinleyen herkesin hissetmesi ise en mükemmel an…
– “Get Lucky” hepimizin DNA’sında var olan 70’lerin disco/funk-sound esintisine ve zarif bir hisse sahip. Ve bu his albümün tamamına hakim. Başka bir yerden anımsadığımız bu duygu ve onları unutulmaz kılan unsurlar nelerdir?
Gerçekten bilmiyorum. Robotun başarısının kaynağını bilemiyorum. Fark edebildiğim tek şey insanların robot sesini sevdikleri ve onu takip ettikleri…
– 10 ya da 20 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? Yönünüzü sinemaya çevirir misiniz?
Bilmiyorum. Şu anda düşündüğüm tek şey müzik…
– “The Amazing Spider Man 2” filmi üzerinde çalıştığınız doğru mu?
Evet. Bu durum çılgınca ve mixleri harika. Bu harika melodilerin üzerinde Hans Zimmer, Incubus grubundan Mikey Einziger, John Marr, Ann Marie, Junkie XL ve Dave Stewart ile beraber çalıştık. Bir diğer şarkıyı da Alicia Keys, Kendrick Lamar, Hans Zimmer ile birlikte yaptık. Bu gerçekten inanılmaz ve çılgınca!..
– Şu anda çok başarılı olduğunuz doğru; peki kötü yaptığınızı düşündüğünüz bir şey var mı?
Elbette. Ben de insanım. Yapmamalıydım diye düşündüğüm birçok şey var. Öncelikle beni seven kişilere karşı daha fazla hoşgörülü ve nazik olmam gerektiğini düşünüyorum…
– Grammy ödüllerinde taktığınız şapkayı e-bay sitesine koydunuz. Peki daha sonra neler oldu?
Ne oldu biliyor musunuz? Etrafımız durmaksızın bunu konuşanlarla çevrildi. Bu durumu bu denli dikkat çektiği ve konuşulduğu için iyi yöne çevirmek istedik. Ve “From One Hand To Another” isminde yardımseverlik ve eğitimle ilgili bir unsur oluştu. Çocukların zekâları ve onların sonsuz potansiyellerine değer vermek için bu hareketi başlattık. Bundan dolayı nakaratın ilk cümlesi “A room without a roof ” yani içinde bulunduğun tapınağın tavanının olmadığından söz ediyorum. Sevdiğin birçok şeyi sınırın olmadan yapabilirsin. Sanırım, uzun şapka bunların hepsini ifade ediyor.
– Sizin için sıkı bir şapka hayranı diyebilir miyiz? Ya da şapka koleksiyoncusu?
Eğer bir şapka hayranıysam bile farkında değilim. Bu içimden gelen birşey…
– Büyük bir isimle çalışıp çalışmamak sizin için çok fark yaratır mı?
Hayır, benim önemsediğim tek şey yetenek, yalnızca yetenek!..
– Peki kiminle çalışmayı istersiniz? Donald Fagen, Metallica, Pusyy Riot?
Hangisi olursa olsun mükemmel olur. Çünkü benim için hepsi zirvede…
