İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dijital mecralardaki hegemonyayı siyaset kurumunu egemenlik altına almaya çalışan bir sistem olarak gördüğünü söyledi.
Soylu, “2020 yılında sosyal medyada toplam 22 bin hakaret aldım. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şeyle karşılaşılabilir mi?” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda konuştu. Bakan Soylu, siyaset kurumunun önemli olduğunu, bu nedenle her sistemde siyaset kurumunun hep vesayet altına alınmaya çalışıldığını söyledi.
Soylu, yeni ortaya çıkan bu dijital mecralardaki hegemonyayı devletlerden ziyade siyaset kurumunu egemenlik altına almaya çalışan bir sistem olarak gördüğünü kaydederek şu ifadeleri kullandı:
‘2020 yılında sosyal medyada toplam 22 bin hakaret aldım’
Bakan Soylu, sosyal medyada kendisine yönelik hakaretlere dikkat çekerek, “2020 yılında sosyal medyada toplam 22 bin hakaret aldım. Ben İstanbul’da suçun önemli olduğu bir mahallede büyüdüm; ‘Sarıgül mahallesi’ dediğiniz zaman İstanbul’da belli bir mahalledir. Bunun içinde ben ağzı açılmamış küfürler duydum. Hayatımda hiç şey yapamadığım küfürlerle karşı karşıyayım sosyal medyada ve ben İçişleri Bakanıyım. Biz bunu keyif için yapmıyoruz, böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şeyle karşılaşılabilir mi? Bu böyle katlanılabilir bir iş değildir. Bunun oluşturulan bir iklim sonucu meydana geldiğini ve bunun bir vesayet olduğunu iddia ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘Özgürlük ile adaleti karşı karşıya getirmek bir insanlık suçudur’
Bakan Soylu, şimdi tehlikeli bir şey daha yapıldığını vurgulayarak şunları söyledi:
‘Şimdi, WhatsApp neyin derdine düştü?’
Twitter’dan Facebook’a, bu tür mecralarla çok uzun zamandır ilgilendiğine dikkat çeken Soylu, “Her şey yapılabilir bu mecralarda. Musluğun başındaki kişi her şeyi yapabilir. Şimdi, WhatsApp neyin derdine düştü? ‘Ben sizin verilerinizi izleyebilirim, izleme imkânına sahip olabilirim’ derdine niçin düştü? Acaba geçmişte bıraktığı izlerden korkmasının sonucu olabilir mi? Yani WhatsApp’ın çözüm dosyalarının kaç milyon dolara dünyada elden ele değiştiğini hepimiz duyuyoruz, biliyoruz, yaşıyoruz, görüyoruz. Şimdi, bu bizde yok; ama bu bir tekel oluşturuyor ve bu tekel etkili bir sonuç oluşturuyor. Ben, bunun bir vesayet oluşturduğu kanaatindeyim. Bu yaşadığımız da daha işin başında olduğumuzu düşünüyorum. Yani dönem dönem petrolü nasıl kullanmışlarsa, dönem dönem diğer unsurları nasıl kullanmışlarsa, insan gücünü kölelikte nasıl kullanmışlarsa bugün de bunu kullanacaklar, kullanmaya devam edecekler düşüncesindeyim” ifadelerini kullandı.