Güler Sabancı, Hayırseverliğin en iyi örneği gençler

featured
Güler Sabancı
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gençlerin gönüllülüğünün, tam bir hayırseverlik örneği olduğunu söyleyen Güler Sabancı, pandemi döneminde gençlerin kendi aralarında kurdukları iletişim ağları aracılığıyla, evden çıkamayan kişilerin alışverişlerini yaptıklarını söyledi.

Tüm dünyada hayırseverliğe ayrılan fonların küresel milli gelire oranının yüzde 3’ü geçemediği hatırlatmasında bulunan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Ancak, 2020 yılında dijital ortamlarda, bireysel katılımı teşvik eden kampanyalarda, 10 kat daha fazla bağışçıya ve 3 kat daha fazla bağış gelirine ulaşılabildiğini görüyoruz.” dedi. Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜSİAD) Dijital Türkiye Konferansı’nda konuşan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, 2021’de yaşanan küresel zorluklara dikkat çekerek, “Tüm dünya değişim ve dönüşümden geçiyor. İklim acil durumu ve pandeminin artırdığı eşitsizliklerin yanında, dijitalleşmenin hız ve önem kazandığı bir dönemdeyiz.” ifadelerini kullandı. Bu kapsamda dijital dönüşümün dayanışma kültürünü de ciddi manada desteklediği tespitinde bulunan Güler Sabancı, “Sabancı Vakfı’nda 50 yıla yaklaşan geçmişimizle, toplumsal gelişmeye katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Günümüzde, çokça konuşulan Z kuşağının ana odağında, onların yaşamlarının bir parçası olan, teknoloji ve dijitalleşme yer alıyor. Bu nesil, dünyayı iyileştirmek için teknolojiyle beraber, dayanışma ve birlikte hareket etmenin etkisine derinden inanıyor. Türkiye’de 15-23 yaş arasındaki gençler üzerinde yapılan araştırmalara göre gençlerin yüzde 78’i çevresel meselelerle ilgileniyor. Yüzde 73’ü ise çevre dostu markaları tercih ediyor. Bu anlamda gençlerin cesareti, gönüllülükle harekete geçme ve el uzatma istekleri hepimize, büyük umut ve sevinç veriyor.”

Hayırseverliğin en iyi örneği gençler 

Bu kapsamda, gençlerin gönüllülüğünün, tam bir hayırseverlik örneği olduğunu söyleyen Güler Sabancı, pandemi döneminde gençlerin kendi aralarında kurdukları iletişim ağları aracılığıyla, evden çıkamayan kişilerin alışverişlerini yaptıklarını hatırlatarak, “Diğer bir örnek olan, Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve mezunlarının hayata geçirdiği TOKTUT, kurumlardan ve bireylerden aldığı destekle bu dönemde maalesef sayısı artan, açlık sınırındaki insanlara sağlıklı yemekler dağıtıyor. Böylece toplum için pratik ve hızlı çözümler üretiyorlar.” yorumunda bulundu

Toplumsal sorunlara yenilikçi katkı 

Güler Sabancı şöyle devam etti:

“Gelişen teknolojiler sayesinde, toplumsal sorunlara karşı yenilikçi çözümler üretebiliyoruz. Örneğin, cep telefonlarına yüklenen uygulamalar sayesinde şiddet gören kadınların acil yardım hatlarına ulaşması sağlanıyor. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız doğal afetler sırasında, hepimiz bir şeyler yapmak, katkıda bulunmak istedik. Online bir platform olan Afet Haritası üzerinde, sivil toplum kuruluşları bir araya geldiler. Özetle yeni teknolojiler bağışçı ve dernekler arasındaki ilişkileri daha katılımcı, sorumlu, şeffaf ve takip edilebilir hale getiriyor.  Böylece, desteğimizin hedefine ulaştığını gönül rahatlığıyla takip edebiliyoruz.

Dijitalleşme sayesinde 10’a katlandı

Tüm dünyada hayırseverliğe ayrılan fonların küresel GDP’ye oranının yüzde 3’ü geçemediğini biliyoruz.  Ancak, 2020 yılında dijital ortamlarda, bireysel katılımı teşvik eden kampanyalarda, 10 kat daha fazla bağışçıya ve 3 kat daha fazla bağış gelirine ulaşılabildiğini görüyoruz. Bütün zorluklara rağmen teknolojik dönüşümün katkısıyla, sivil toplum örgütlerine, bireysel veya kurumsal olarak destek olup, gençlerin gönüllü olma potansiyelini teşvik etmeliyiz.”

Şimdi harekete geçebiliriz 

“Dünyada artan ve kaygı veren eşitsizliklere karşı çözüm parmaklarınızın ucunda” diyen Güler Sabancı, sözlerini şöyle noktaladı: “Tek bir tıkla, verdiğimiz desteğin yerine ulaştığını görebiliyoruz. Şimdi, harekete geçebiliriz. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı, özellikle iş dünyasının gündeminde olduğunu ve yakından takip edildiğini biliyorum. Bu hedeflere ancak, kamu, iş dünyası, sivil toplum ve akademi, hep birlikte dayanışma içinde çalışırsak ulaşabiliriz.”