Hazal Özgür’ün ilk kişisel sergisi sanatseverlerle buluştu

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hazal Özkan art Gallery, ev sahipliğini yaptığı ikinci sergisi ‘Saklambaç’ ile yeni yıla renkli bir başlangıç yapıyor. Geçtiğimiz günlerde özel bir davet ile kapılarını açan ‘Saklambaç’ sergisi, renklerin etkileyici dünyasını ve renklerin ardında gizlenenleri sanatseverlerle buluşturuyor. Genç sanatçı Hazal Özgür’ün bu ilk kişisel sergisinin küratörlüğünü ise sanat tarihçi ve sanat danışmanı Hazal Özkan üstleniyor. 

12 Şubat tarihine dek kapıları açık olacak ‘Saklambaç’ sergisi aynı zamanda, etkileşimli bir sanat deneyimi de sunuyor. Sergi süresince; tek kişilik küçük stüdyoda, tek bir tuval tüm ziyaretçilerin dokunuşuna açık.  Sanatseverler bu dokunuşla, resim sanatı ile birincil dereceden ilişki kurarken, zamanda ve tuvalde iz bırakacak bir deneyimin parçası olabilecekler. 2020 yılında Yale Üniversitesi Sanat Fakültesi Resim ve Baskı Resim bölümünden onur derecesiyle mezun olan, Amerika’da ve Almanya’da katıldığı karma sergilerin ardından ilk kişisel sergisini gerçekleştiren Hazal Özgür, 16 resim ve etkileşimli bir enstalasyonun yer aldığı ‘Saklambaç’ta, maskeleme tekniği ile tekrar, düzen, kontrol gibi biçimsel sorulara cevap vermeye çalışmakla birlikte Josef Albers’in renk teorisinden yararlanarak boyanın, yanıltıcı özelliklerini ön plana çıkarıyor. Hazal Özgür, yoğunlaştığı alan olan soyut sanatı ise şöyle açıklıyor; “Benim için soyut sanatın en temelinde başarması gereken şey, negatif ve pozitif alan arasındaki diyalektik ilişkiyi ön plana çıkarması. Kendi kişisel hayatlarımızda ve hatta tarihi süreçlerde görebildiğimiz diyalektik bir ilişki bu. Anladığımız, ifade edebildiğimiz, görebildiğimiz her şey dilin içinde var oluyor. Dilin sınırları içinde gelişen, gerileyen, var olan ve yok olan sistemlerin birer parçasıyız. Dilin belirlediği bu alan pozitif ise, dil dışında kalan bir negatif alandan bahsetmek zorundayız. Bu negatif alan, biz göremesek de dilin içinde var olabilecek her şeyi belirliyor. Soyut resim bize bu ilişkiyi; şekil ve formların içlerini, dışlarının belirlediğini göstererek kanıtlıyor”.  Eserlerinde tül ve maskeleme tekniği kullanarak hem gizlenmeye hem görünmeye çalışan objeleri bir araya getiren Hazal Özgür; “Maskeleme tekniği, fırça darbelerini ve sanatçının elini gizleyen bir teknik. Tül ise farklı açılardan bakıldığında farklı renkler ortaya çıkaran yarı geçirgen bir katman. Kendi hayatlarımızda da saklanma ve bulunma kutupları arasında gidip geldiğimizi düşünüyorum. Tamamen çıplak olduğumuzda görünecek bir şeyin kalmaması gibi bazı şeyler ancak saklandıklarında görünür olmayı başarıyorlar” diyor.