İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, “Rakamların bize söylediği koronavirüsün esiri olmadan hayata dönmemiz gerektiğidir. Üreterek hayatı yeniden açacağız. Ürettikçe güçleneceğiz, güçlendikçe önümüze çıkan fırsatları değerlendirebileceğiz” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun ilk kez online ortamda gerçekleştirdiği aylık olağan meclis toplantısında konuştu.
Avdagiç, ekonomi zincirinin hassas halkalarının kopmaması için üretime devam edilmesi gerektiğini belirterek, “Salgınla mücadeleyi her şeyi öteleyerek sürdürebilmemiz mümkün değil. Üretmeye devam etmek zorundayız. Rakamların bize söylediği Kovid-19’un esiri olmadan hayata dönmemiz gerektiğidir. Üreterek hayatı yeniden açacağız. Ürettikçe güçleneceğiz, güçlendikçe önümüze çıkan fırsatları değerlendirebileceğiz.” şeklinde konuştu. Şirketlerin küresel değer zincirlerinin değiştiğini aktaran Avdagiç, “Artık en geçerli sözcük, ‘verimlilik ve karı maksimize etmek’ olmayacaktır. Artık en geçerli sözcük, ‘dayanıklılık’ olacaktır. Dayanıklılık yarışında önde olanlar da ipi göğüsleyecektir.” dedi.
Türk iş dünyasının medikal ekipman üretim performansı ile Kovid-19’a karşı koymada çok başarılı bir sınav verdiğine işaret eden Avdagiç, şöyle konuştu:
“Farklı sektörlerden Türk şirketleri, tıbbi malzeme ve cihazda dünyadaki lider konumunu ve kritik üretim kapasitesini gösterdi. Bu süreçte Türk iş dünyası, devletimizin kurumlarıyla el ele verip sadece cerrahi maske üretmedi, onu imal eden makineyi de, yazılımı da üretme kabiliyetini gösterdi.”
Şekib Avdagiç, salgınla mücadelede sağlık ordusunun özverili çalışmalarının kritik rol oynadığını vurgulayarak, “Hasta bakıcısından profesörüne kadar her biri hayatlarını hiçe sayarak, tıpkı cephede savaşıyormuş gibi mücadele ettiler. Sizlerin huzurunda, Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın şahsında bütün sağlık personelimize iş dünyamız adına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinin pandemi karşısında çaresizliğine, sağlık sistemlerinin çöküşüne şahit olduklarına işaret eden Avdagiç, şunları kaydetti:
“İngiltere, ABD ve İtalya gibi ülkelerin ‘iki kritik hastadan birine solunum cihazı verip diğerine verememe’ karşısında seçim yapmak zorunda kaldıklarını gördük. Algıyı ve gerçekleri gördük. Kovid-19 salgını bize, dünyaya yön verdiği düşünülen ülkelerin nasıl içlerine döndüğünü gösterdi. Dünyaya ‘nizamat’ veren ülkelerin nasıl rollerini unutup kendi dertlerine düştüğünü izledik. Bu yüzden birçok uzman da ‘post-Amerika dünyasını’ tartışıyor.”
“İTO olarak Nefes Kredisi’ne en büyük katkıyı verdik”
İTO Başkanı Avdagiç, bu süreçte İstanbul iş dünyasının görüşlerini, sıkıntılarını ve çözüm önerilerini bakanlıklar, valilik ve TOBB ile görüştüklerini, anında çözüm üretilmesini sağladıklarını söyledi. Hafta başında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından açıklanan 2020 Nefes Kredisi’ne İTO olarak en büyük katkıyı verdiklerini belirten Avdagiç, “Üyemizden geleni, 138 yıldır olduğu gibi üyemiz için harcamaya devam ediyoruz.” dedi. Güncel sorunların İstanbul İl Pandemi Kurulu’nda ve tüm bakanlıklar ile valilik nezdinde adeta saat saat takibini yaptıklarını aktaran Avdagiç, Kovid-19’a ilişkin alınan tedbirlerin birçoğunda İTO’nun katkısı bulunduğunu kaydetti. Avdagiç, hastanelerin ihtiyaçlarını karşılamada hiç tereddüt etmediklerini ve tıbbi malzemelerin teminini önemsediklerini söyledi.
Şekib Avdagiç, İTO’nun inşa ettirdiği 40’a yakın mesleki ve teknik lisenin, İstanbul’da himaye ettikleri 54 adet meslek lisesinin bu süreçte yüz akları olduğunu, bu liselerin, ürettikleri maske gibi malzemelerle anında zor şartları kolay kılacak yeteneğe ve üretim kabiliyetine sahip olduklarını gösterdiklerini kaydetti.
Avdagiç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Genç ve talepkar nüfusumuzu da dikkate alırsak Türkiye, bu salgından bütün kısıtlara rağmen dünyadan farklı bir büyüme hikayesi yazarak çıkma fırsatına sahiptir. Bu salgında Türkiye, üretim kabiliyetini herkese gösterdi. Yerli üretimin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Gıda güvenliğinin, kendi kendine yeterli olabilmenin, modern tarımda bir güç olmanın hayatiyetini herkes kavradı. Şimdi Türkiye, dünya ekonomisi daralırken önemli bir şansa sahip. Türkiye, tıpkı ‘Biz bize yeteriz Türkiyem’ mottosunda olduğu gibi bu salgından, iç talebi canlandırarak ve yerli üretime yönelerek çıkacaktır. Böylece Türkiye, bu salgını en az hasarla atlatacaktır. En az hasarla atlatmanın ötesinde, doğru hedeflere odaklandığında bu musibetten güçlenerek çıkacaktır.”