Cemiyet hayatının sevilen ismi ve modaheryerde.com’un Genel Yayın Yönetmeni Zeynep Toker, keyifli bir söyleşi ile konuğumuz oldu. Modaya dair çalışmalarıyla beğeni toplayan Zeynep Toker, “Yeni nesil, modaya kesinlikle çok daha ilgili ve bu ilgi beraberinde bilgiyi de getiriyor; vücutlarını tanıyorlar, rahatlığı ön plana alarak, şık olmanın yollarını arıyorlar. Sonuç olarak stil sahibi olmak için hesapsızca para harcamak yerine, doğru parçalarla kombinler yapmayı tercih ediyorlar… ” sözleriyle Türk kadının stilini ve modaya olan yaklaşımını değerlendirdi…
-Modaheryerde.com’un Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapıyorsunuz. Bu noktada da çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yayıncılık gerçekten büyülü bir dünya… Oldukça dinamik bir sektördeyiz. Ortağım Bengü Arslan ile çalışmalarımızın süreci ile ilgili konu toplantısı yapıyoruz ve aldığımız kararlara sürekli yenilerini ekliyoruz; bazılarını ise değiştiriyoruz veya yeniden şekillendiriyoruz. Kısacası bizim işimizde bitmeyen bir yap-boz süreci söz konusu…
Büyük ve konusunda uzman bir ekibimiz var. Her konunun ayrı bir editörü var. Uzman yazarlarımız ise okuyucularımıza periyodik olarak içerik üretiyorlar. Güçlü bir pazarlama ve kurumsal iletişim departmanımız mevcut. Yayıncılık ilk bakışta çok rahat, dertsiz, tasasız bir iş gibi görünüyor ama bu işin arkasında çok fazla emek ve stres var.
-Yayıncılık sektörüne yatırımlarınız devam edecek mi?
Kesinlikle. Dijital yayıncılık oldukça keyifli fakat dergi sayfalarını çevirmek bir başka keyif… Trend daha çok dijital yayıncılıktan yana olmasına rağmen, lifestyle içerikli bir basılı yayının hazırlıkları içerisindeyiz.
-Zeynep Toker’in moda ile olan ilişkisi nasıldır. Kendi stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Giyim konusunda “asla” dedikleriniz ve “olmazsa olmaz” larınızı bizimle paylaşır mısınız?
Moda bence kendini ifade etmenin keyifli bir yolu. Bu nedenle moda ile güzel bir ilişkimiz olduğunu söyleyebilirim. Rahat bir stilim var ve rahatlık benim için her zaman ön planda oldu. Pantolon giymeyi çok sevdiğim söylenemez. Özellikle yaz aylarında olmazsa olmazlarım arasında elbiseler yer alıyor. Günümüzde oldukça trend olan aşırı maskülen detaylara henüz ısınamadım ve maskülen tarzda bir şeyi ‘asla giymem’ diyebilirim. Tabii ki zaman ne gösterir bilemem…
– Peki özellikle son yıllarda Türk kadının stilini ve modaya olan yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni nesil, modaya kesinlikle çok daha ilgili ve bu ilgi beraberinde bilgiyi de getiriyor; vücutlarını tanıyorlar, rahatlığı ön plana alarak, şık olmanın yollarını arıyorlar. Üstelik tüm bu detaylara önem verirken bütçelerini de mantıklı yönetiyorlar. Sonuç olarak stil sahibi olmak için hesapsızca para harcamak yerine, doğru parçalarla kombinler yapmayı tercih ediyorlar…
-Dünyaca ünlü markaların modaya yön verdiği bir gerçek. Peki genç tasarımcıların çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyaca ünlü markaların oldukça zorlu ve uzun bir geçmişleri var. Kimse bir anda Karl Lagerfeld olamıyor maalesef… Genç tasarımcıların, yeteneklerini geliştirirken rol modeli olarak gördükleri modacıların hayatlarını da analiz etmeleri ve daha bilimsel çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Çok iyi iş çıkaran, çok özgün tasarımlara sahip tasarımcılarımız da var. Dünya moda sektöründe de iyi yerlere geleceklerinden çok eminim. Chanel, Dolce & Gabbana ve Elie Saab ise benim her zaman yakından takip ettiğim, vazgeçilmez markalarım arasında yer alıyor.
-Moda dışındaki ilgi alanlarınızdan bahseder misiniz? Zeynep Toker’in bir günü nasıl geçer?
Moda dışında finans sektörü ile ilgileniyorum. Her sabah ilk işim, dünya piyasalarını takip etmek oluyor. Ardından hiç aksatmadan spor yapmaya çalışıyorum. Beden sağlığına çok önem veriyorum. Daha sonra ise “modaheryerde.com” mesaimiz başlıyor…Bu iş oldukça sosyal bir iş olması nedeniyle oldukça fazla vaktimi alıyor diyebilirim.
-Sosyal sorumluluk projelerinde de sık sık adınızı duyuyoruz…
Sosyal sorumluluk benim için tarifi çok zor manevi bir tatmin. Dünyada yardıma muhtaç olan milyonlarca insan var. Yardımlarınızla bu insanların birinin bile hayatına dokunabilme imkânınız varsa bu imkanınızı kullanın derim her zaman. Bu noktada ben de derneklerin çalışmalarında ve sosyal sorumluluk projelerinde elimden geldiğince yer almaya, destek olmaya çalışıyorum…
