Ahmet Aytoğan, 20 yıldır konşimento biriktiriyorum

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Ben 20 yıldır kararlılıkla konşimento biriktiriyorum” diyen ve konşimentonun çok önemli bir evrak olduğunu vurgulayan MSC Dokümantasyon Hizmetleri Müdürü Ahmet Aytoğan ile tüm yönleriyle “Konşimento’nun Yolculuğu”nu konuştuk…

MSC Gemi Acenteliği tarafından düzenlenen “Dünden Geleceğe Konşimento” konferansı İstanbul Deniz Müzesi’nde gerçekleştirildi. Yoğun katılımın olduğu konferansta “Konşimento’nun Yolculuğu” adlı sergi büyük ilgi gördü. Biz de bu noktadan yola çıkarak, MSC Dokümantasyon Hizmetleri Müdürü Ahmet Aytoğan ile sergiyi ve konşimentonun önemini konuştuk…

– Ahmet Bey, röportajımıza kısaca sizi tanıyarak başlayabilir miyiz?

Evli ve iki çocuk babası, denizciliğe bir acentede işe başlayarak tesadüfen girmiş, ama onu aşk edinmiş biriyim diyelim. 22 yıldır fiilen konteyner taşımacılığının dokümantasyon departmanında çalışmaktayım.

– Konşimento merakınız olduğunu ve bu alanda bir koleksiyona sahip olduğunuzu biliyoruz. Peki bu ilginizin kaynağı nedir?

Birincisi benim sevgili ağabeyim Karabey Aydoğan çok bilinçli bir koleksiyonerdir. Hayatın hemen hemen her yanıyla yetişmemde etkisi olan Karabey Aydoğan, konşimento koleksiyonumda da ilham kaynağım diyebilirim. Ayrıca yıllarca beraber çalıştığım çok değerli üstadım Sayın Piyer Kalomeni de bu konuda bana cesaret ve ilham kaynağı olmuştur. Şunu belirtmeliyim ki; çalışanına sevgi ve hoşgörü ile davranan yöneticilerin bu davranışları iyi sonuçlar doğuruyor. Ben 20 yıldır kararlılıkla konşimento biriktiriyorum. Yurtdışı seyahatlerim, internet kanalı ile beni tanıyan acenteler ve meslekteki dostlarım konşimento edindiğim kaynaklardır.

– MSC Gemi Acenteliği tarafından düzenlenen “Dünden Geleceğe Konşimento” konferansının kapsamı ve amacı nedir?

Ülkemizde, dış ticaret güncel bilgi ve mevzuatına hakim olma konusunda gerçekten çok ciddi yetersizlikler bulunmaktadır. Bunun zorluğunu ise en çok biz, yani konşimentoyu düzenleyen acenteler çekmekteyiz. Şirket olarak ilişkide olduğumuz tarafları bilgilendirmeyi bir görev, misyon edindik… Müşterilerimize sürekli malın gideceği ülkenin kurallarını, düzenlenecek konşimentodaki hassasiyetleri, akreditifle ilgili hassasiyetleri anlatıyoruz. Şirket politikamız gereği, konşimentoların sergilenmesi ve bu sayede öneminin ortaya çıkarılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıktı.

– MSC Gemi Acenteliği sponsorluğunda, İstanbul Deniz Müzesi’nde “Konşimento’nun Yolculuğu” isimli bir sergi düzenlediniz. Türkiye’de bir ilk olan bu serginin kapsamı hakkında bilgi alabilir miyiz?

Sergide koleksiyonumda bulunan 450 adet konşimentonun ancak 83 tanesini ziyaretçilere sunabildik. En eskisi 1763 yılına aitti. Tabii ki bunların büyük çoğunluğu ülkemizde ilk defa görülüyor. Bu sergi ülkemizde, belki de dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor… Sergi özellikle denizcilik, deniz hukukçuları, navlun komisyoncuları, gümrük müşavirleri ve bankalarca ilgi ile karşılandı. Konşimentoların üzerindeki gravürler, pullar ve el yazıları için bile sergi ziyaretine gelenler oldu. Katılımcılar arasında eski denizciler onur konuğumuz oldu. Örneğin; Kaptan Refik Akdoğan yıllardır ne zaman bir şey danışsak en ufak bir beklentisi olmadan bana destek veren 87 yaşında bir arkadaşımdır. Aynı zamanda, Kaptan Ferit Biren de destek veren isimler arasındaydı ki kendisi 85 yaşındadır. Bu çok değerli ve deneyimli deniz emekçileri sergiye bizzat katıldılar.

– Sergilediğiniz tüm konşimentoların ayrı bir hikayesi var. Bu hikayelerden birini bizimle paylaşır mısınız?

Ben sizinle iki tanesini paylaşayım… Biri 1947 yılında, Amerika’dan Türkiye’ye beyaz eşya götüren bir taşımaya aittir. Bunun alıcı ismi bir Türk olunca, hemen kim olduğuna baktık; o zaman askeri ataşe imiş. Kişiyi araştırınca rahmetli olmuş bir orgeneral olduğu ortaya çıktı ve bu generalin de bir ihtilal dönemi generali olduğunu öğrendik. Bir diğeri ise rahmetli bir kaptanımıza aitti. Bir gün bir sahaf bana telefon açtı ve “Ahmet Bey elimde denizcilik kitap ve dokümanları var, gelip baksanız iyi olur” dedi. Hemen Çukurcuma’ya gittim, hepsini satın aldım. Bunların hepsi Rahmetli Uzakyol Kaptanı ve zamanın İzmir Liman İşletme Müdürü Sayın Hüseyin DERELİ’ye ait olduğu ortaya çıktı. Bir de kendi adına düzenlenmiş çok ender rastlanabilecek bir konşimento vardı içlerinde. Bu kaptanımızın kitap ve dökümanları sahaflara düştüğü için çok üzüldüm. Aslında bunlar değerini bilecek bir kuruma veya fakülteye bağışlanmalı idi; gerçekten çok yazık. Bu kaptanımız araştırınca meğerse aslında bir kahramanmış. 1957 yılında İzmir Körfezi’nde, İzmir yolcu gemisi ile Amerikan malı Howell Lykes şilebi çarpışıyor. Bu çarpışmada Hüseyin Kaptan İzmir gemisinin ikinci kaptanıdır. Derhal Amerikan gemisine çıkıyor ve kaptana “Sakın tornistan yapıp gemileri birbirinden ayırmayın, benim gemimde üçyüz yolcu, mürettebat ve yük var, batarız. Bana geminizin yönetimini teslim edin, ben bu halde karaya sürükleyip faciayı önleyeceğim” diyor. Aynısını da yapıyor ve olası ciddi bir faciayı önlüyor.

Ahmet Aytogan-1

– Sergiden sonra nasıl tepkiler aldınız ve ne gibi gelişmeler yaşadınız?

Sergiden sonra ciddi gelişmeler oldu. Röportajlar vermeye başladım, ilgili kişi ve kurumlarla görüşmelerim oldu. Daha başında bile, Utikad kanalı ile FIATA’nın ülkemizde 2014-Ekim ayında yapacağı dünya çapındaki taşımacılık konferansında sergimizi açmamız için davet aldık. Yine uzun yıllardır ülkemizde yapılması için uğraşılan ve yoğun kulis çalışmaları yapılan CMI (Comite Maritime International) uluslararası konferansı nihayet neticelendi. Konferans 2015 Haziran başında, İstanbul’da uluslararası katılımla gerçekleştirilecek. Bu konferansa da sergimiz davet edilmiş durumdadır.

– Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz başka bir konu var mı?

Son olarak, konşimentonun önemine vurgu yapmak isterim. Çoğu insan konşimentonun ne kadar kıymetli bir evrak olduğunun farkında değil. Konşimento aslında değerli bir borç senedidir. Aynı zamanda, malı ve malın mülkiyetini temsil eden çok değerli evraktır. Şirket olarak düzenlediğimiz bu sergilerle, konşimentonun önemini anlatıp, farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.

“Asıl görev yeni başlıyor!”

Konşimento toplamaya devam edeceğim. Ama asıl görev bundan sonra başlıyor. Bu konşimentoların akademik bir titizlikle ve bilimsel bir gözle incelenmesi ve konşimento tarihçesine dair tespitlerin yapılması gerekiyor. Konşimentolar hemen hemen her ülke ve dilden oluşmaktadır. Bunların yapılması için ciddi bir masraf gerekmektedir. Bu bilimsel çalışma, gerekli şartlar oluşturulup yapılırsa, ülkemiz adına çok büyük bir başarı olarak algılanacağından eminim. Ama bu maalesef ki benim harcım değil. Evet yıllardır bunları biriktirdim, ama benim bütçemi, haddimi aşar!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.