Ayla Çelik’in Şarkılarıyla Bağdat’ın Yolunu Tuttuk

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dilimizde son günlerde bir şarkıdır, gidiyor. Dönüp dolaşıp başlıyoruz mırıldanmaya… Hele o son dize, bize yeniden aşkı öğretiyor, cesurluğumuzu hatırlatıyor.

 

Ayla Çelik, ‘Bağdat’ ile bizi adeta alıp götürdü, özlediğimiz, o hissiyatın içine bırakıverdi. Ne zamandır böyle bir şarkıya susamışız, Bağdat ile güne başlar, Bağdat ile aşkımızı ifade eder olduk. En özel zamanlarımızın şahidi, dile getiremediğimiz sözcüklerin tercümanı oldu…

 

Dinlemekten bıkmadığımız şarkılarıyla Ayla Çelik’e soruyoruz, ‘Nasıl kaleme dökülüyor bu sözler, bu güzel şarkılar nasıl çıkıyor?’ diye… Siz de merak ediyorsunuz değil mi? Ayla Çelik Black or White okuyucuları için sorularımızı içtenlikle cevaplıyor… Size de kahvenizi alıp bu keyifli röportajı okumak kalıyor…

 

Çok klasik ama bir o kadar da merak edilesi bir soruyla başlamak istiyorum röportajımıza. Böyle şarkılar nasıl çıkıyor ortaya? Yaşanmışlıklar mı yazdırıyor bu güzel, yoğun sözleri, ilham perisi mi diyebiliriz?

 

Birden çıkıyor, ben de bilmiyorum. Bilsem her gün yazacağım. Şarkı gelip buluyor beni benden çok… Sanki bir iplik ucu görüyorum bir yerde, makaraya ulaşmak için çekiyorum da çekiyorum. Bazen buluyorum, bazen bulamıyorum sonunu. Bulduğum zaman da böyle şeyler oluyor. Yaşanmışlıklar yazdırıyor. Benim ya da bir başkasının yaşanmışlıkları… Sağına, soluna çok dikkatli bakarsan bir sürü hikaye var. Her şeyin bir hikayesi var.

 

Bağdat şarkınız herkesin dilinde… Her ne kadar günümüz popüler kültürünün ürünü olarak bu şarkının da hızlı tüketileceği düşünülse de uzun bir süre böyle devam edecek gibi gözüküyor. Bu kadar sevilmesini siz neye bağlıyorsunuz?

 

Çünkü bu şarkı gerçek… Ve insanların unuttuğu bir şeyi hatırlattı herkese. Saf aşkı, temizliği, saflığı, huzuru, mutluluğu… Sadece aşk var menfaat yok, çıkar yok, hiçbir kötü duygu yok. Kalbi bir şeydi ve temas etti herkesin kalbine. Bu şarkının ben yok olup gideceğini düşünmüyorum. Bu şarkı bir klasik olarak kalacak. Bu şarkıyla kaç kişi evlendi, aşkını ilan etti, çocuklarına söyledi. Bu insanlar evlenecekler, çocukları olacak ve onların şarkısı oldu artık. Binlerce insanın şarkısı oldu. Benim dışımda binlerce hikaye taşıyor bu şarkı artık. Doğal olarak da kaybolmayacak.

 

Hem dünyada hem de Türkiye’de yaşanan gerginlikler, toplumsal olaylar sizin üretkenliğinizi nasıl etkiliyor? Böylesi bir ortamda beste yapmakta, yaratmakta zorlanıyor musunuz?

 

Acı çekiyorum her duyarlı insan gibi. Etkiliyor tabii. Bazen engel oluyor, bazen destek oluyor. Ne kadar gördüğün, ne kadar hissettiğinle alakalı. Ama insanlar acı hikayeler dinlemek istemiyorlar, görmek istemiyorlar. Acı o kadar hayatımızın içinde ki biraz nefes alıp mutlu olmak istiyorlar, unutmak istiyorlar. O yüzden o duygularla yazdığım birçok şarkıyı kimseye dinletmiyorum, kendi özel arşivimde saklıyorum.

 

Benim severek dinlediğim şarkılarınızdan biri de ‘Aşk Şarkıları’…  Şarkıda dediğiniz gibi gidenler geri dönmemeli mi?Sizde de bu geçerli mi? Bittiğinde bitmiştir diye mi düşünüyorsunuz?

 

Tam tersi… “Gidenler geri dönmemeli” derken kendimden bahsediyorum aslında. Madem bir karar aldın, geri dönme demek istiyorum. (Gülüyor) Ben bu tutarsızlıktan bahsediyorum. Hani gitmen gerektiğini bilirsin ama bir şarkı tutar, bir koku tutar, bir şey tutar ve geri iter seni, “biraz daha, biraz daha” dersin ama şöyle dimdik gitsen ya… Bense bittiğinde hiçbir şey düşünmüyorum. Düşünmediğim noktada da gerçekten bitmiş oluyor zaten. 

 

Düşlenen aşk gerçeği doldurmaz demiş bir şair. Sizce aşkın en güzel hali nasıldır? Bu nasıl bir aşktır, duygudur tarif edebilir misiniz?

Düşnenen aşk gerçeği doldurmaz, doğru… Ama heyecanını severim. Hani bir kıpırtı varsa karşılıklı ki en sevdiğimdir o kıpırtı, o ilk halleri aşkın, muhteşemdir. Sanki biri sana dokunur, doğal bir makyajın olur üzerinde, yüzünde, gözünde, saçında, elinde, anlattıklarında… Her şeyine bulaşır o doğal makyaj. Ve ben aşık olan birini yüzünden anlarım. Aşk insanı güzelleştirir. Her şeyi güzelleştirir. Baktığın yeri de güzelleştirir çünkü güzel bakarsın aşık olduğunda.

 

Beyaz ile güzel bir sinerji yakaladınız. Düet yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

 

Beyaz’la zaten Türkan’dan dolayı bir dostluğumuz vardı. Zaman içinde de bir gün tekrar bir şey yapmalıyız gibi bir düşüncemiz vardı. Sonra ben albüme girince bir gün şarkılarımı dinledi ve Bağdat’ı duyduğunda; “Ben bunun içinde olmak istiyorum” dedi. Ben de seve seve kabul ettim. Amacı olan, planlanmış bir şey değildi. Kendiliğinden gelişti.

 

Konser programlarınızdan bahsedelim… Bu yaz sizi nerelerde göreceğiz?

 

Bu yaz beni her yerde dinleyeceksiniz, görmeniz önemli değil. (Gülüyor)  Özel geceler, bayi toplantıları… Ben zaten bar programı yapmıyorum. Sosyal medyadan tüm konser programlarını takip edebilirler. Zaten Günay’daki programım da yeni sezonda devam edecek.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.