“Çalışanların can güvenliğinden daha önemli bir konu yoktur ve tersanelerimiz gerekli tüm kriterlere uyum sağlayarak, hatta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirttiği kriterlerin de üzerinde kriterleri hayata geçirerek üzerine düşeni yapmış olmanın gönül rahatlığı içerisindedir.”
Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat KIRAN keyifli bir röportajla dergimize konuk oldu. GİSPİR’in çalışmaları ve hedefleri hakkında bilgi veren Murat Kıran, gemi inşa sektörünün Türkiye’de geldiği nokta ve olmazsa olmaz iş sağlığı ve güvenliği hakkında da değerlendirmeler yaptı.
–Murat Bey Röportajımıza sizi kısaca tanıyarak başlayabilir miyiz?
1973 İstanbul doğumluyum. 3 Ekim 2011 tarihinden bu yana Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmekteyim. Aynı zamanda armatör ve tersaneciyim, Tuzla Erkal Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanıyım.
-Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR)’in kuruluş amacı ve çalışmaları hakkında bilgi alabilir miyiz?
Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR), sanayici kimliğine sahip tersaneci müteşebbisler tarafından, Türk gemi inşa sanayini milli ve uluslararası platformlarda temsil etmek amacıyla 07.07.1971 tarihinde İstanbul’da kurulmuştur. GİSBİR’in idari yapısı; Yönetim Kurulu, Yüksek İstişare Konseyi, Danışma Kurulu ve Denetleme Kurulu’ndan oluşmaktadır. 40 yılı aşkın geçmişiyle Türkiye’nin en eski sivil toplum kuruluşlarından biri olan GİSBİR, üstlenmiş olduğu misyonla milli gemi inşa sanayimizi geliştirmek, tersanelerimizin dünya pazarlarında üst sıralarda yerini almasına yardımcı olmak, tersanelerin müşterek sorunlarını ilgili merciler ile görüşmeler gerçekleştirerek çözüme ulaştırılmasını sağlamak, kamuoyunu bilgilendirmek, ulusal ve uluslararası kuruluşlarda, forumlarda ve diğer platformlarda Türk Gemi İnşa Sanayini temsil etmek ve sözcüsü olmak gibi görevleri yerine getirmektedir. GİSBİR’in 2015 yılı itibariyle 93 üyesi bulunmaktadır.
-Gemi inşa sektörünün Türkiye’de geldiği nokta hakkında bir değerlendirme yapar mısınız? Türk gemi inşa sanayinin dünya deniz ticareti filosundaki ve tersanelerdeki yeri nedir?
GİSBİR tarafından gerçekleştirilen Tersanelerin Güncel Durumu Çalışması’nda tespit edildiği üzere, 2013 Ağustos – 2014 Ağustos döneminde Türk tersanelerinde 249 adet gemi inşa edilmiştir. 2014 yılı tamir-bakım, askeri projeler ve römorkör imalatının ön plana çıktığı bir yıl olmakla birlikte, 2009 yılındaki küresel krizden bu yana Türk gemi inşa sanayi, çıkışını sürdürmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2013 yılında 1,139 milyar USD gemi ve yat ihracatı yapılmışken, Türk gemi inşa sanayi 2014 yılı ihracat rakamı 1,27 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. 2015 yılında 1,5 milyar USD’ye ulaşılması öngörülmektedir. Özellikle 2023 yılı hedefleri göze alındığında, 2015 yılı ihracat rakamlarının %10 – %15 oranında artış göstermesinin, 10 milyar USD hedefine ulaşabilmek için gerekli olduğunu değerlendirmekteyiz. Türk gemi inşa sanayi, rakip ülkelerle kıyasladığında öne çıkan güçlü yanları şunlardır: Yat, römorkör, kimyasal tanker, ahşap tekne, askeri gemi yapımı, koster gibi branşlaşmış olduğumuz gemi inşa alanları, altyapı ve teknoloji, tersane sayıları, teslim süresi ve kalite yönünden üretim kapasitesi, müşteri isteklerine karşı esnekliğimiz ve aynı anda yeni inşa ve bakım onarım yapan tersanelerimizin varlığı, ürün yelpazesinde çeşitlilik, 52 ülkeye 3 saatlik uçuş mesafesi ile uygun coğrafi konumumuz, gemi inşa sanayi alanında bölgenin güçlü ülkesi olma, demir çelik endüstrisinin desteği, gemi geri dönüşüm sanayinin mevcudiyeti, üniversiteler ve eğitim kurumları ile tecrübe, sayı ve yeterlikte insan kaynağı.
-GİSBİR, gemilerin tamir ve bakımında da Akdeniz, Karadeniz ve Ege havzalarında önemli rol oynuyor. Bu anlamda hedeflerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Türk tersaneleri, halka açık birçok Avrupalı armatörlük şirketleriyle imzalamış oldukları filo anlaşmaları (fleetagreement) sayesinde tamir-bakım konusunda başarılı projeler yürütmektedir. Tuzla Bölgesi’nin yanı sıra Yalova Bölgesi’nde yer alan tersanelerimiz de yatırımlarını artırarak tamir-bakım sektöründe önemli bir mesafe kat etmiştir. Türk tersaneleri aynı zamanda tamir ve bakım da bölgesel güç haline gelmiştir. Tamir-bakım segmentinde 2014 yılı için beklenen ihracat hacmi 600 milyon dolar olarak öngörülmektedir.
-Türk gemi inşa sanayisinin gelişmesi için tavsiyeleriniz nelerdir?
2023 yılı için hedeflenen 10 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmamız ve bu hedefin çok daha üstüne çıkmamızın, daha önce farklı platformlarda defaaten dile getirdiğimiz üzere milyar dolarlarla ifade edilen projelerin yer aldığı offshore sektörü sayesinde mümkün olduğunu değerlendirmekteyiz. Dünya genelinde inşası devam eden gemi ve platformların yüzde 7’si cironun yüzde 26’sına tekabül etmektedir, bu demek oluyor ki gemi inşa sanayinde işlem gören her dört liranın bir lirası offshore marketine aittir. Gemi inşa sanayimizin offshore pastasından pay alabilmesi için GİSBİR olarak önerimiz, Enerji Bakanlığımızın öncülüğünde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) ait bir offshore filosu oluşturulmasıdır. Burada, Brezilya’daki PETROBRAS ve TRANSPETRO arasındaki ilişki örnek alınarak bir offshore şirketi kurulabilir ve Türk tersaneleri bu filoya platformlar, platform destek gemileri (FPSO, PSV, FSO, Jack-up, Rig, v.b.) inşa edilebilir. Bu projeleri hayata geçirebilmek ve gerekli know-how desteğini sağlayabilmek için bu konuda dünyada söz sahibi firmalarla verimli bir ortaklık geliştirilmesi gerekecektir. Çünkü iş ortaklığı (jointventure) bu işin anahtarı olacaktır. Böylelikle, TPAO’nun Transpetro benzeri bir şirket bünyesinde deyim yerindeyse offshore makine parkı oluşturulacaktır. Oluşturulacak bu filo, Enerji Bakanlığımızın bölgemizdeki offshore faaliyetlerinde kullanılabilecek ve gerektiğinde kiralanabilecektir. Böylelikle, gemi inşa sanayimiz hem boyut değiştirecek, hem de milyon dolarların döndüğü bu dev markette referansa sahip hale gelecektir. Karadeniz’de gerçekleştirilen bütün sismik araştırmalar sonucunda Karadeniz’de ciddi doğalgaz kaynakları olduğu tespit edilmiştir. Burada çalışan platform sayıları artıkça gerekli ekipmanlar Türk gemi inşa sanayinden tedarik edilecektir. Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN’ın 10 Aralık 2014 tarihinde gerçekleşen Uluslararası Petrol ve Doğalgaz Stratejileri Sempozyumu Galası ve Türkiye Petrolleri 60. Yıl Resepsiyonu’nda dile getirdiği “Ocak ayı içerisinde inşallah Batı Karadeniz’de yeni bir sondaja başlayacağız. Bu noktada yerli bir petrol sondaj platformunun yapılması ihtiyacı da ortaya çıkabilir. Bu platformu da hamdolsun tersanelerimizde yapabilecek güce sahibiz. Bunun da müjdesini vermek istiyorum” ifadesinin, Türk gemi inşa sanayinin offshore sektöründeki mevcudiyetinin artacağının bir göstergesi olduğunu değerlendirmekteyiz.
-Peki, gemi yan sanayi ürünlerinin ülkemiz genelinde küçük işletmeler tarafından yapılması sektörü nasıl etkiliyor?
Bu tür bir izlenimin yanlış olduğunu değerlendirmekle birlikte şunu ifade etmek isterim, ülkemizde üretilen yan sanayi ürünleri genelde dünyada markalaşmış firmaların patentleri altında üretilmektedir. Bunun dışında patentli olmayan ama Türkiye’de üretilip de patent almış firmalar da bulunmaktadır ve bu firmalar kendi çaplarında olması gereken büyüklüktedir.
-Son olarak tersanelerde iş sağlığı ve güvenliği hakkında bir değerlendirme yapar mısınız?
GİSBİR, Türk gemi inşa sanayi ve tersanelerimiz için can güvenliğinden daha önemli bir konu yoktur ve tersanelerimiz gerekli tüm kriterlere uyum sağlayarak, hatta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirttiği kriterlerin de üzerinde kriterleri hayata geçirerek üzerine düşeni yapmış olmanın gönül rahatlığı içerisindedir. Ancak ağır risk gurubu olan gemi inşa sanayinde bu konuda faaliyet gösteren tüm ülkelerde olduğu gibi hiç arzu etmesek de ülkemizde de zaman zaman iş kazaları olabilmektedir. Dünyada gemi inşada söz sahibi ve lider konumunda olan Japonya, Güney Kore, Çin, Singapur gibi ülkeler ile ülkemizdeki kaza istatistikleri kıyaslandığında, Türk gemi inşa sanayi adam/saat kaza sayısı ilişkisinde ortalamanın altındadır. Aynı yaklaşımla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın her yıl yayınladığı Çalışma Hayatı İstatistikleri verilerinde açıklanan ve ülkemizdeki diğer sektörlerde vuku bulan kaza sayısında Türk gemi inşa sanayi diğer birçok sektörün son derece gerisinde yer almaktadır. Şunu da unutmamak gerekli; gemi inşa sanayi faaliyetlerini %95 oranında ihracata dayalı yürütmektedir ve denizler üzerinde hizmet veren, dünyanın önde gelen şirketleriyle çalışmaktadır. Gururla ifade etmek isterim ki, Türk gemi inşa sanayi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında belirlenen şartları, kanun çıkmadan yaklaşık 4 sene evvel yerine getirmiştir. Aksi takdirde Türk tersanelerinin varlığını sürdürebilmesi ve hala sipariş almaya devam etmesi mümkün olmazdı. Türk tersaneleri, dünyanın önde gelen ve halka açık birçok armatörlük şirketiyle imzalamış oldukları filo anlaşmaları (fleetagreement) sayesinde tamir-bakım konusunda başarılı projeler yürütmektedir. Bahsi geçen filo anlaşmalarının imzalanabilmesi için, İngiltere merkezli The Oil Companies International Marine Forum (OCIMF) Birliği tarafından da belirlenen ve sadece teknik konularda değil, iş sağlığı ve güvenliği, finans ve idari konulardaki şartları da kapsayan denetimlerin başarıyla tamamlanmış olması gereklidir. Bu denetimler dünyada kabul görmüş normlar çerçevesinde gerçekleştirilmekte ve tersanelerimiz bu denetlemeler sonrasında approvedvendor (onaylı firma) listesine girebilmektedir.