Karizmatik, espirili, kendisiyle barışık ve mesleğine aşık bir doktor Alp Nuhoğlu. Aslında O’nu tanımlamak bu kadar basit değil, ancak biz bu sefer lafı uzatmadan sözü Dr. Alp Nuhoğlu’na bırakıyoruz…
Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Alp Nuhoğlu ile anne ve baba olmak isteyen herkesi yakından ilgilendiren ve kadınların hayatında gerek psikolojik gerekse de fiziksel olarak büyük değişimler yaratan hamilelik sürecini ve doğumu konuştuk…
– Öncelikle bize vakit ayırıp, sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz. Röportajımıza kısaca sizi tanıyarak başlayabilir miyiz? Alp Nuhoğlu’nun hikayesi nasıl başladı? Özellikle bu mesleği seçmenizdeki etkenleri öğrenebilir miyiz?
Bizde doktorluk aileden gelen bir meslek; babam iyi bir kardiyolog, annem ise kadın doğum doktorudur. Fakat ben lise son sınıfa kadar diplomat olma fikriyle okudum. İdealim diplomatlık olmasına rağmen, babamın isteği ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesine girdim. Ben 2 .sınıftayken babama anjiyo yaptığı bir hastasından hepatit c virüsü bulaştı. Bu virüs babamı siroz yaptı ve hayatını kaybetti. Benim doktor olmamı isteyen babamdı; babam ölüp beni bıraktığına göre, ben de okulu bırakacağım dedim ve sonrasında gerçekten de okulu bıraktım. Sonraki süreçte, annemin ikna çabaları sonucunda, 1 sene sonra tekrar okula başladım. Staj ve alan seçme döneminde, doktor olmamı isteyen babama verdiğim söz aklıma geldi; o zaman babamın branşı olan kardiyogluğu seçtim. Ancak kardiyoloji bölümünde staj yaparken, bu bölümün bana uygun olmadığına karar verdim. Kadın doğum bölümünde ise sürekli hareket olduğu için bu bölüm bana daha eğlenceli geldi. Doğumlar, bebekler, yeni hayatlar…
Bir gün eve giderken annemi muayenehanesinden aldım yolda “Anne babama söz vermiştim ama ben kardiyolojiyi sevmedim, kadın doğumcu olmaya karar verdim” dedim. Annem de bu durumu sevinçle karşıladı. Birlikte çalışırız, ben sana yardımcı olurum dedi. 2 yıllık mecburi hizmetimi tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Kadın Doğum Bölümü’nü kazanarak asistanlığa başladım. 4,5 yıl asistan olarak çalıştım ve ardından ABD Los Angeles University of Southern California’da üst ihtisasımı tamamladım. 2 yıllık bir ihtisastan sonra da ABD’de 1 yıl özel sektörde çalıştım. Sonra Türkiye’ye geri döndüm.
“ÖNEMLİ OLAN BEBEĞİN SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE DOĞMASI!”
– Doğum yöntemleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Sizce kadınların tercih etmesi gereken en sağlıklı doğum yöntemi nedir?
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; bizim için önemli olan bebeğin sağlıklı bir şekilde doğması. Bazen normal doğumlar çok zor geçebiliyor, doğumun son evresinde anne doğuramayacak hale geliyor. 15 saat sancı çekip sezaryene girebiliyorlar. Bir de suda doğum var. Suda doğum büyük bir şişme havuz içinde olan normal doğumdur. Suyun sıcaklığı ile kaslar gevşiyor ve normal doğuma oranla bebeğin çıkışı daha da kolaylaşıyor. Bu yöntemde en önemli şey, suyun sıcaklığının 38 derecenin altına inmemesi. Çünkü anne karnının sıcaklığı da 38 derece ve bebek o sıcaklıktan soğuk suya girince suyu aspire ediyor.
“HAMİLELİKTE BİLİNÇLİ OLMAK VE FARKINDALIK ÇOK ÖNEMLİ!”
– Amerikan Hastanesi’nin çoğul gebelikler için doğum öncesi eğitim programı var. Bu programın içeriği hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bu eğitim programı Amerikan Hastanesi’nin yapmış olduğu, kadınların hamilelik esnasında hangi aşamalardan geçeceği ile ilgili bir program ve ağırlıklı olarak teorik bilgiler içeriyor. Hamilelikte bilinçli olmak ve farkındalık çok önemli. Bu eğitimlerde hangi durumların tehlikeli olduğu ve hangi durumların hamilelikte normal olduğu detaylarıyla birlikte öğretiliyor. Bu programın içeriğini ise şöyle özetleyebiliriz:
* Anne karnındaki bebeklerin büyüme ve gelişimleri
* Dinlenme ihtiyacı,
* Duygusal ve fiziksel değişimler,
* Çoğul gebeliklerdeki riskler,
* Çoğul bebeklere ve doğuma hazırlık,
* Doğum erken gerçekleşirse yapılması gerekenler,
* Ağrısız doğum,
* Prematüre bebeklerin özellikleri ve bakımları,
* Çoğullarla ev hayatına geçiş ve uyum,
* Çoğulların beslenmesi ve bakımı.
“MAALESEF Kİ HER HAMİLELİK ŞANSLI GİTMİYOR!”
– En sık karşılaşılan hamilelik sorunları nelerdir? Bu sorunlara sizin çözüm önerileriniz nelerdir?
Herkesin arzusu sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek. Hamilelik döneminde yaptığımız testlerle bebeğin sağlığını kontrol edebiliyoruz. Ama maalesef ki her hamilelik şanslı gitmiyor. Her beş kadından biri düşük yapıyor. Tabii ki üzülüyorlar ama anormal, sağlıksız durumlarda vücut kendiliğinden bitiriyor gebeliği. Bebek doğsa bile zaten sağlıksız olacak… Bazı anomaliler ise ultrasonografik bulgularla, testlerle anlaşılamayabiliyor. Genetik olarak da risk az olmasına rağmen problemler çıkabiliyor. Kalp anomalileri, kalpte delik problemleri… Bunlar bebeğin duruş pozisyonundan dolayı bazen uzmanlar tarafından bile görülemeyebiliyor… Benim böyle bir vakam vardı. Hamilelik esnasında muayene ettiğim bebeğin anne karnında beyninin dört bölümünden biri gelişmemiş. Bu, anne karnında tespit edilebilecek bir durum değil. Bebek doğduktan yedi ay sonra, ancak ilaçlı MR ile anlaşılabilecek bir durum. Böyle vakalarda doktorun hamilelik esnasında yapabileceği bir şey yok maalesef ki…
– Anne adaylarının bir diğer sorunu ise kilo almak. Hamilelikte ideal kilo kaçtır ya da kaç olması gerekir? Bunun belirli bir kriteri var mı?
Bu noktada çok yemek değil, düzenli ve sağlıklı beslenmek önemli. Çünkü siz bebeğe yarar diye ne yerseniz yiyin, onun alacağı kilo bellidir. Bunun için mutlaka bir beslenme planı hazırlanmalıdır. Bunun dışında, alınması gereken kiloyla ilgili belirli bir kriter yoktur. Uzun boylu ve zayıfsanız 20 kilo bile alsanız dikkat çekmez; ancak kilolu ve kısa boyluysanız hamileliği 6 ila 9 kilo arasında bitirmelisiniz.
“YENİ DOĞUM YAPAN ANNELERİN KENDİLERİNE VAKİT AYIRMASI ŞART!”
– Peki doğum sonrası en sık karşılaşılan sorunlar nelerdir? Bu durumda anneler neler yapmalıdır?
En çok emzirme döneminde sorun yaşanıyor. Bebeğin, az süt gelmesinden dolayı meme başını kuvvetli emmesi sonucunda, meme başı yara oluyor. Anne göğüste biriken sütü boşaltamadığı zaman da apse oluşuyor. Ve bu durum ilaç kullanımına kadar gidiyor. Bunun dışında, doğum sonrası depresyonlarla da oldukça sık karşılaşıyoruz. Bu durumu aşmak için yapılması gereken tek bir şey var… Özellikle yeni anne olanlar, bebeğine bağlı kalmadan yaşamalılar, 24 saatini bebekle geçirmemeliler. 24 saat, neredeyse hiç uyumadan bebeğinin başından ayrılmayan anneler var. Elbette dikkat edilmeli, her anı kontrol edilmeli, ama bunu mutlaka anne adayının yapması gerekmiyor; yakınları da ilgilenebilir bebekle… Çünkü bu durum ilerleyen süreçte mutlaka sorunlar yaratacaktır. Önerim şudur; anneler bebeklerini doyursunlar, sonra dışarı çıkıp biraz stres atsınlar…
– Biraz da sohbeti değiştirelim. Dr. Alp Nuhoğlu boş zamanlarında neler yapar? Örneğin spor yapar mısınız?
Sizin de bildiğiniz gibi, doktorluk mesleğinin belirli bir mesai kavramı yok. Günlük çalışma düzenimizin yanı sıra, acil vakalar da gelebiliyor. Elbette bu yoğun çalışma temposu içinde çoğu şeye vakit ayıramıyorsunuz. Bunun dışında, zaman bulduğum anlarda spor salonuna gidiyorum; düzenli bir şekilde spor yapmaya çalışıyorum.