111 yıllık köklü geçmişi ve üstün başarıları ile “Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği” Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Düzgit, gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşi ile dergimizin bu sayısına damgasını vurdu.
Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Düzgit ile başkanlık sürecine ve derneğin çalışmalarına dair çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Düzgit, “Gemi acenteleriyle 1976 yılında başlayan tanışıklığım ve çok güçlü dostluklarım var. Onlara Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği vesilesiyle hizmet verebilmek gerçekten mutluluk verici” diyor.
– Röportajımıza vakit ayırıp sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İngiliz Erkek Lisesi’nden 1984 yılında, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden ise 1988 yılında mezun oldum. 2003-2006 yılları arasında da Bilgi Üniversitesi ‘nde Ekonomi Hukuku yüksek lisansı yaptım. Denizcilik sektörüyle babamın işi sayesinde tanışma imkânım oldu. Türk Boğazlarından geçen gemilere Tali Acentelik hizmetleri vermekte olan 1966 yılında kurulmuş bir firmamız var. Henüz ilköğretim dördüncü sınıftayken şirkette fatura keserek iş hayatında ilk tecrübeleri edindim. Babam beni ve benden bir yaş küçük olan kardeşim Ali’yi her fırsatta işyerine götürürdü. Bu sayede Gemi Acenteleri sahipleri ve yetkilileri ile 1976 yıllarında başlayan tanışıklığım ve çok güçlü dostluklarım oldu. Onlara yıllar sonra asırlık derneğimiz vesilesiyle hizmet verebilmek gerçekten mutluluk verici.
“BABAMIN DESTEĞİ ÇOK BÜYÜK!”
– Siz aynı zamanda, asırlık bir geçmişi olan Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanısınız. Bu süreç nasıl gelişti? Kısaca anlatır mısınız?
1966 yılında Büyükdere’de kurduğumuz işimizi 1988 yılında iki kardeş olarak Karaköy’de devam ettirdik. Kardeşimle üniversitelerden aynı yıl mezun olduk. O dönemde sadece tali acentelik hizmetleri sunarak gemi acentelerine hizmet veriyorduk. Sonraki yıllarda gemilere yönelik; gümrüksüz satış mağazacılığı, gemi inşa, gemi işletmeciliği ve armatörlük olmak üzere denizcilik sektörünün birçok dalında işlerimizi geliştirdik. Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği de bizim için her zaman bir çatı örgütü, tarifelerimizi belirleyen önemli bir yerdi. Babamın da desteği ve yönlendirmesiyle o zamanki dernek yönetim kurulu üyeleri ile özellikle Sayın Ömer Zaimoğlu ve Başkan Sayın Metin Leblebicioğlu ile tanıştım. Onların bana tanıdığı imkanla sanırım 16 sene önce derneğin yönetim kuruluna girdim. Bir süre derneğin genel sekreterliğini yaptıktan sonra, iki yıl önce de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine başladım. Aynı zamanda Deniz Ticaret Odası’nda Yönetim Kurulu, Sayman ve Başkanlık Divanı Üyesiyim.
Başta, Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Metin Kalkavan olmak üzere, Deniz Ticaret Odası ve Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği arasında çok iyi bir iletişim var. Birlikte koordineli olarak güzel işler yapıyoruz…
“VAPUR DONATANLARI VE ACENTELERİ DERNEĞİ OLARAK SEKTÖRÜN YAŞADIĞI SORUNLARI EN KISA ZAMANDA ÇÖZÜYORUZ!”
– Derneğin faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu konuyla ilgili hedefleriniz nelerdir?
Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği 111 yıllık tarihi ile çok oturmuş disiplinleri olan bir dernektir. Toplantılarımızı şeffaf birşekilde ve düzenli olarak yapıyoruz. Derneğimize üyelik ve bağışlar gönüllülük esasına dayalı olduğu için toplantılarımıza katılım da oldukça fazla…
Derneğimiz, Deniz Ticaret Odası’nın Gemi Acentelik Mesleği ile ilgili dört adet Meslek Komitesi aylık müşterek toplantılarına da ev sahipliği yapmaktadır. Dolayısıyla Derneğimiz doğrudan konuların içinde oluyor. Gemi acenteliği mesleğinin yasal dayanağı olan yönetmeliği çıktığında, eğitim ile ilgili bir komisyon oluşturuldu. Bu eğitim komisyonu Derneğimizin ve Odamızın belirlediği kişilerce başarı ile sürdürülüyor. Bu komisyon Gemi Acentelerinin eğitimi konusunda çok ciddi bir misyon üstlenmiş durumdadır.
Biz Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği olarak, sektörün yaşadığı sorunları en kısa zamanda, bürokrasi kademelerinde çözmek için çalışıyoruz. Bu şekilde 100 ayrı üyenin devletle diyaloğa girmesi yerine derneğin devreye girmesi, problemleri daha hızlı, doğru ve objektif bir şekilde sonuçlandırıyor. Üyelerimizi ilgili konularda yönlendiriyoruz ve bilgilenmelerini sağlıyoruz.
“DENİZCİLİK SEKTÖRÜNÜN PEK ÇOK SORUNU İLE İLGİLENİYORUZ”
– Peki, sektörün sorunları neler? Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği sorunları çözme aşamasında ne gibi girişimlerde bulunuyor?
Devletin belirlemiş olduğu bir gemi acentelik tarifesi var. Bazı firmalar için bu konu çok önemli değil. Çünkü bu firmalar zaten düzenli hat acenteleri. Temsilciliğini yaptığı, ortağı olduğu şirketle iç içe çalışıyorlar. Belirli bir iş yükleri ve kontratları olduğu için işleri de daha istikrarlı oluyor. Ancak; iş oldukça çalışan, süreklilik arz etmeyen acentelerin ücret tarifesine uyulmamasından dolayı yaşadığı haksız rekabet, bu mesleğin eski gücünü korumasına engel oluyor. Gemi acenteliği yönetmeliği çıktı, fakat bu sonuç odaklı bir çalışma olmadı. Bizim devletten beklentimiz, yönetmeliğe göre daha sıkı denetim yapması ve devlet uygulamalarının dünyadaki diğer örneklere uygun şekilde yapılmasıdır. Danıştay’ın en üst kurulu çok yakın tarihte söz konusu Gemi Acentelik Ücretleri Tarifesi ile ilgili muhteşem bir karar verdi. Bizler şimdi Dernek olarak yargının bu en üst derecesinin vermiş olduğu kararın uygulanmasının takipçisi olacağız… Derneğimiz tüm bu sorunları çözme aşamasında etkin bir rol üstlenmektedir. Gerekli yazışmaları yaparak, sorunları en aza indirgemektedir. Ben de birebir her aşamayla ilgileniyorum. Ekonomi yüksek hukuku üzerine eğitim aldığımdan dolayı derneğin hukuk dosyalarıyla da yakından ilgileniyorum. Mevzuatı bilmek, aynı paralelde sorumluluğumu da arttırdı. Bu sorumluluk beni yormuyor, aksine yardım edebildiğim için çok mutluyum.
Her şey maddi odaklı olmamalı!
Gemi acenteleri aslında bürokrasiden para kazanır. Yani devletin sorun çıkardığı bir iş, acente için kazançtır. Ama biz sorunları çözmek için uğraşıyor ve bürokrasi azalsın istiyoruz. Çünkü bizim için bürokratik işlerden doğacak kazanç değil, katma değer katacak kazançlar önemli. Her şeyin maddi kazanç odaklı olmaması gerekiyor.
Acenteler yargılanmamalı!
Vekâleten yapılan işlerden doğan sorumluluğa ve sorunlara bağlı olarak gemi acentelerinin yargılanması gerçekten de rahatsız edici boyutlarda. Doldurulurken ve boşaltılırken ve hatta taşınırken yanında olmadığı halde, konteyner’da çıkan herhangi bir şeyden, usulsüzlükten dolayı acenteler sorumlu tutulmamalı. Örneğin; vekalet ilişkisi ile çalışan avukat ile müvekkilini düşünürseniz, müvekkilin yaptığı eylemden avukatın sorumlu tutulmadığı veya müvekkilin aldığı cezayı avukatının ödemediği gibi… Aslında Türk Ticaret Kanunu’nda bu durum gayet güzel tanımlanmış durumda… Biz bu aşamada görevlilerin “Kimi yakalarsam o sorumludur” düşünce yapısını diyaloglarla çözme ve uzlaşma yolunda girişimlerde bulunuyoruz.